Damak onarımları sonrası hastaların mutlaka konuşma açısından değerlendirilmesi gerekir. Konuşmak, konuşulan lisandaki seslerin (fonemlerin) bir kural içerisinde birbiri ardına gırtlak, ağız boşluğu, burun boşluğu, dilin ve damağın uygun kullanımları ile çıkartılması ile oluşturulur. Anlaşılabilir ve düzgün bir konuşma ancak ses çıkartmak için görev alan tüm organların (gırtlak, ağız boşluğu, burun boşluğu, dilin ve damağın) doğru kullanımı ile mümkündür.
Konuşmak öğrenilen bir beceridir. Kişi hayatının ne kadar erken bir döneminde bir lisanı öğrenir ise o lisana has sesleri (fonemleri) daha doğru çıkartabilir. Bu sebeple insanlar yabancı lisan olarak öğrendikleri dillerin gramerini ne kadar iyi öğrenirler ise öğrensinler mutlaka ana lisanlarından gelen bir aksan ile konuşabilirler.
2.5-3 yaş civarında damak onarımı yapılan bebekler konuşmalarının değerlendirilmesi için takibe çağrılır. Konuşması düzgün olmayan bebeklerin ileri değerlendirmeye ihtiyacı vardır. Damak yarığı onarımı yapılan bazı bebekler onarılan damağı ne şekilde kullanmaları gerektiğini bilemeyebilirler. İşte bu durumdaki hastalara konuşma terapisi ile doğru sesleri nasıl çıkartacakları öğretilir. Nasıl ki tüm kasları sağlam olsa dahi insanlar özel antrenmanlar yapmadan sporcu olup o spor branşının gerekliliklerini yerine getiremezler ise , damak yarığı yapılan her çocuk da kaslar doğru onarılmış olsa dahi onarılan kasları nasıl kullanacağını bilemediği için düzgün konuşamayabilir. Genel oalrak damak onarımı yapılan ancak konuşması düzgün olmayan hastaların büyük çoğunluğunun konuşması uygulanan fizyoterapi (konuşma terapisi) sonrasında düzelir.
Konuşma terapisi sonrasında halen konuşma problemi olan hastaların endoskopik ve/veya MRI görüntüleme ile değerlendirilmesi gerekir. Bu hasta grubunda yumuşak damağın yetersizliği tespit edilir ise yeniden damak uzatma ameliyatları, bademciklerin yanından veya boğazın arka duvarından küçük dile doku aktarımları yapılarak damak fonksiyonlarının düzeltilmesi gerekebilir. Bu işlemlerden sonra da hastalara yeniden konuşma terapisi programlarına başlamaları gerekir.
Bazı hastalarda ise konuşma problemi yumuşak damağın fonksiyon görmemesinden değil damak onarımı sonrasında damakta talan açıklıklardan (damak fistüllerinden) dolayı olabilir. Bu hasta grubunda hem konuşmanın düzeltilmesi hem de ağız-burun hijyeninin sağlanması için gereklidir.
Tıbbi olarak tüm yarık damak onarımı sonrası gelişen tüm konuşma bozuklukları velofarangeal yetmezlik veya velofarangeal disfonksiyon olarak adlandırılır. Konuşma bozukluğunun sebebinin doğru şekilde araştırılması ve nedene yönelik tedavinin çocuğun yaşı ilerlemeden en kısa zamanda yapılarak lisan gelişiminin olabildiğince doğal seyrinde devam ettirilmesi esastır.