Baş ve Boyun Kanserlerinde Onarım | Prof. Dr. Halil İbrahim Canter

Baş ve Boyun Kanserlerinde Onarım

Baş boyun bölgesinin kanserleri tümörün köken aldığı dokulara göre dudak karsinomları, ağız boşluğu tümörleri, burun ve sinüs boşluklarının tümörleri, tükrük bezi tümörleri, çene kemiği tümörleri, yutak (farenks) tümörleri ve larenks tümörleri olarak sınıflanır.

 

Farklı bölge kanserlerinde risk faktörleri farklılık gösterse de genel anlamda sigara, pipo gibi tütün ürünlerinin kullanılması, tütün çiğnenme alışkanlığının olması, aşırıya varan alkol kullanımı, kronik diş problemlerinin olması ve ağız hijyeninin bozuk olması, ağız içindeki kronik iltihaplar, enfekte dişler, iyi oturmayan diş protezleri (ve bunlara bağlı kronik ağız içi yaralanmaların olması), UV ışımaya uzun süre maruz kalma gibi harici sebepler gösterilmektedir. Ayrıca risk faktörleri arasında genetik yatkınlık da bulunmaktadır. Ancak unutulmamalıdır ki hem alkol hem tütün ürünü kullanan kişilerin kullanmayanlara göre kanser geliştirme riskinin 15-20 kat arttığı gösterilmiştir.

 

Çoğunlukla ağrısız kitleler ve/veya mukozada iyileşmeyen basit bir yara veya beyaz bir plaka şeklinde başlayan ve önemsenmeyen lezyonlar zaman içerisinde ağrılı, kanamalı ancak daha önemlisi boyundaki bezelere sıçramış (lenfatik yayılma gösteren) ve/veya uzak organ metastazı yapmış yaygın tümörler olarak karşımıza çıkar. Bu sebeple iyileşmeyen dudak veya ağız lezyonları, sık tekrarlayan burun akıntıları veya kanamaları, ele gelen sebat eden yumuşak doku kitleri, ses kısıklıkları ve dişlerin şeklinde, diziliminde değişiklik veya diş kayıpları yaşandığı durumlarda mutlaka hekim kontrolünden geçmek uygun olacaktır.

 

Şüpheli lezyonlara biyopsi yapılıp doku tanısı konulmasını takiben kanser olan hastalarda bilgisayarlı tomografi ve PET-BT gibi ileri görüntüleme yöntemleri ile kanserin büyüklüğü ve yaygınlığı kolaylıkla ortaya konabilmektedir.

 

Baş boyun bölgesi tümörlerinde uygulanması gereken tedavi sadece cerrahi olmayıp hastalığın evresine göre hastaların ilaç (kemoterapi) ve/veya ışın tedavisi (radyoterapi) de alması gerekeceği için bu hastaların cerrahi ekip dışında medikal onkoloji, radyasyon onkolojisi, radyoloji, nükleer tıp uzmanlarının da olduğu bir tümör konseyinde değerlendirilerek tedavilerinin planlanması uygundur.

 

Baş boyun tümörlerinde Plastik Cerrahinin katkısı tümörün çıkartılması ve boyundaki bezelerin alınması aşamasında olduğu kadar yapılan mikrocerrahi nakiller ile oluşan doku defektlerinin kapatılması, kemik eksikliklerinin doldurulması ve varsa sinir kesilerinin onarımının da yapılmasıdır. Bu onarımlar sayesinde baş boyun bölgesinde daha önceden kapatılamayacağı düşünüldüğü için çıkartılmaya cesaret edilemeyen tümörlerin ameliyatı artık yapılabilir olmuştur. Bu nedenle hastaların hem yaşam süreleri hem de hayat kaliteleri yükselmiştir.