Güzellik kavramı toplumlar arasında ve çağlar içerisinde farklılık gösterdiği düşünülse de aslında farklılık moda olarak da tarif edebileceğimiz giyim, saç tipi, makyaj şekli gibi konularda olmaktadır.
İnsan yüzü ve vücut oranları için tariflenmiş, hemen her toplumda kabul gören güzellik normları (altın oran gibi) mevcuttur. Kişi güzelliği limbik seviyede algılar. Güzelliği algılayabilmek için limbik sistem Altın Oranla uyumlu oranlara gereksinim gösterir. Yunan mimarişinde de iyi bilinen Altın Oran 1.618’dir ve bu geometride 0.618’in resiprokalidir. Bu harika oranı limbik sistemimiz güzellik, harmoni ve denge olarak algılar. Altın Orandaki ses dalgaları, resim çerçeveleri, kredi kartları, oyun kağıtları, parmaklarımız uyum ve denge duyularına hitap ederek kişiye huzur, mutluluk verir ve beğenisini kazanır. Bundan dolayı Altın Orana en çok uyan yüzlere sahip artist ve modeller en çok beğenilirler. Kişilerin oranları bu normlara ne kadar yakın olur ise toplum genelinde güzel olarak algılanmaları da o kadar farklı olur. Burada bahsedilen tek bir ölçüm sonucu değil tüm oranların birbirleri ile ahenk içinde olmasıdır.
Estetik işlemler yapılırken tek amaç hastaları bu oranların içerisine sokmak değildir. Önemli olan kişinin kendisini, kendi bedeni içerisinde rahat ve huzurlu hissetmesidir. Estetik cerrahi kişiyi rahatsız eden fiziksel kusurları düzeltmeyi hedefler. Amaç kişinin bedeni, yüzü ve kişiliği ile uyumlu bir görünüm elde etmektir.
Estetik işlemlerde hastanın beklentileri ile cerrahi olarak başarılabileceklerin karşılıklı örtüşmesi, rasyonel hedeflerin konulması esastır. Abartılı işlemler itici sonuçlar verirken, yerinde yapılan cerrahi daha güzel ve doğal bir görüntü kazandırır. En başarılı estetik ameliyat salt normların tutturulduğu değil, bakıldığında göze çarpmayan, anlaşılmayan, doğal duran estetik işlemlerdir.