Anne karnındaki gelişim esnasında oluşan sorun nedeni ile dış kulak kepçesinin tamamının ya da bir kısmının olmamasına mikroşia adı verilir.
Dünyanın farklı yerlerinde farklı sıklıklarda görülse de dünya genelinde ortalama 6000 doğumda bir görülmektedir. Gelişimsel kulak eksikliği (mikroşia) haricinde travma ya da tümör eksizyonları neticesinde oluşan kulak kayıplarının tedavisi için de Mikroşia onarımına benzer yöntemler kullanılır.
Mikroşia erkeklerde kızlara göre iki kat fazla görülen bir rahatsızlıktır. Daha çok sağ tarafta görülmekle birlikte, nadiren iki kulakta beraberde görülmektedir.
Geçmiş tarihlerde yanak dokusundan kulak memesi yapmak gibi birçok kulak rekonstrüksiyonu ameliyatı tarif edilse de ilk defa tam kulak rekonstrüksiyonunu 1920 yılında Gillies tarafından yapılmıştır. Tanzer isimli çalışmacı çok aşamalı kulak rekonstrüksiyonunu tanımlamış ve Brent tarafından kulak rekonstrüksiyonunu bir sanat haline getiren kıkırdak oyma teknikleri tariflenmiştir.
Bu ameliyatlarda ameliyat öncesi planlama ameliyat kadar önemlidir. Klasik yöntemlerde bir röntgen kağıdı yada şeffaf bir naylon tabaka ile sağlam kulak tarafı işaretlenir ve ölçümler alınır. Çıkartılan şablona diğer yönden bakıldığında ayna simetrisi olacağından bu şablon yapılmak istenilen kulak için de kılavuz olur.
Çok aşamalı kulak onarımı;
Tek aşamalı kulak onarımı;
Sağlam kulak örnek alınarak dışarıdan protez şeklinde kulak oluşturulması işlemine denir. Bu yöntemde en önemli nokta uygulanan protezin kafaya tespitinin yeterli sağlamlıkta olması ve bakıldığında kulağın protez olduğunun anlaşılmamasıdır. Protezin kafa tasına tespiti için diş hekimlerini diş protezleri için uyguladıkları implant teknolojisi kullanılmaktadır. Kafatası kemiğine yerleştirilen 2-3 adet implant kemiğe kaynadıktan sonra uçlarına çok güçlü mıknatıslar yerleştirilerek protez kafaya tespit edilmektedir. Protezin bakıldığında dikkat çekmemesi ise tamamen protezi yapan hekimin ustalığına kalmaktadır. Karşı kulağın üç boyutlu tarayıcılar veya bilgisayarlı tomografi ile üç boyutlu görüntüleri
Yapılan protezin rengi ve detayları ne kadar güzel ayarlanır ise sonuç da o denli mükemmel olacaktır. Ancak unutulmamalıdır ki renk uyumu mükemmel sağlandığında dahi hasta güneşte bronzlaşır veya zamanla cilt renginde değişiklikler olur ise protezin bu değişikliklere adapte olma şansı olmayacaktır.
Sağlam taraftaki kulak yüzey tarayıcılar veya üç boyutlu tomografi ile görüntülendikten sonra bu kulağın bilgisayar ortamında ayna simetrisi elde edilir. Eğer eksik olan tarafta mevcut dokular var ise ayna görüntüsünden mevcut görüntü çıkartılarak eksik olan tarafa yapılması gereken onarımın tam boyutu belirlenmiş olur.
Belirlenen modele uygun prostetik kulak yapılabileceği gibi bu modelden kişinin kendi dokularından kulak yapmak için de faydalanılabilir.
Bu model üç boyutlu yazıcıdan çıktı alınarak ameliyatta kılavuz olarak kullanıldığında karşı kulağın röntgen kağıdı yada şeffaf bir naylon tabakaya alınan çiziminden çok daha detaylı ve doğru bilgi sağlamaktadır. Ayrıca iki boyuta indirgenerek şekillendirilmeye çalışılan kıkırdak için tam ve doğru üç boyutlu model kullanılmaktadır.
Sanal cerrahi kullanılarak ulaşılan son nokta ise eldeki model kullanılarak silikondan kulağın çatısının oluşturulmasıdır. Daha önce anlatıldığı şekilde kulaktaki eksikliğin modeli çıkartıldıktan sonra eldeki modelin negatif kalıbı çıkartılır. Bu kalıbın içerisine medikal silikon dökülerek hastaya uygulanacak implant elde edilir. Bu implant eksikliğin olduğu saç çizgisi önündeki deri altına yerleştirilerek çok aşamalı kulak onarımında ya da şakak bölgesinden alınan kas kılıfına sarılarak tek aşamalı kulak onarımında kullanılabilir.
Medikal silikon ile yapılan kulak çatısı implantların yumuşak olduğundan metpor implantlar gibi üzerlerine yatıldığında kolaylıkla kaplandıkları deriyi delip çıkmazlar. Kullanılan malzeme biyouyumlu olduğundan uygulandıkları dokularda minimal doku reaksiyonuna neden olurlar.
Saç çizgisi düşük olan kişilerde ameliyat sonrasında kulak kepçesi üzerinde kıllı deri kalabilmektedir. Son yıllarda bu bölgeye yerleştirilen balonlar ile doku hacmi arttırılarak bu problem ortadan kaldırılmaktadır. Ayrıca yüz asimetrisi olan hastalarda kulak kepçesinin yerleştirileceği yer özenle seçilmeli ve olabildiğince karşı kulak ile simetri yakalanmaya çalışılmalıdır.